NİĞDE İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Niğde Şivesi

Niğde Şivesi

Abaru:

Hayret telaş ifadesi

Hangırdamak:

Alay ederek yüksek sesle gülmek

Ağzını Sanırtmak:

Boş boş bakınmak

Hardalaşmak:

Oyun amacıyla güreş tutmak, yıkışmak, şakalaşmak

Arap dudağı:

Tandır yanına çıra koymak için yapılan küçük çıkıntı

Helki:

 

Kova

Aşşığı kurşunlamak:

Turnayı gözünden vurmak:

Hereni:

Büyük, yayvan kazan

Ayran geven:

Mıymıntı

Hincik:

Şimdi, şu anda

Bahale:

Bak hele

Hiyeri:

Be adam!

Bandıkmak:

Çok Sıcaklamak

Hoşaf soğutmak:

Yarenlik etmek, dostça bir arada olmak.

Baruu:

Korku ifade eden bir ünlem

Hoşkiş geçmek:

Yaranmak için çabalamak, yağ çekmek

Bazar ekmeği:

Somun ekmeği

Istar: tezgahı

Halı

Bıkrık:

Belin kalça kemiği tarafı

Irasına gelmek:

Rastlaşmak

Bişekil:

Şekilsiz, çirkin görünme

İlaşı:

Ayıp bir şey

Bunek:

Danayı bağlamaya yarayan ip

Kanıyaklı:

Kadıncağız, kızcağız (mahsun veya masumluk ifadesi olarak)

Bunelek:

Yazın hayvanlara musallat olan bir sinek

Galan, taman:

Cümlelerin sonuna gelir, nereye koyarsan koy her yere uyar

Caddıra:

Başına buyruk inatçı ve kavgacı ( kadın ve kızlar için kullanılır)

Kerme:

 

Katmanlaşmış, parçalara bölünmüş hayvan dışkısı

Cavurdamak:

Gürültü yapmak

Kesirinden gelmek:

Sırf inat olsun diye yapılan şey

Celfin:

Genç tavuk

Keşşik:

Ev hanımlarının mevsimlik işlerdeki (ekmek, pekmez vs) imecesi

Cıbra:

Üzüm posası

Kıranta:

Saçları ağarmaya başlamış, oturaklı, iyi giyimli adam

Cımgı:

Kıvılcım

Kırışmak:

Cilve yapmak

Cırnak:

Tırnak

Köfter:

Üzüm suyu ve nişasta ile yapılan yöresel tatlı

Çaşarat:

Yosma

Köreken:

Damat, güvey

Çolpa:

Beceriksiz

Guşane:

Büyük tencere

Dandininde oynatmak:

Her istediğini yaptırmak

Küncü:

Susam

Derdinden tere yatmak:

Üzüntüden hasta olmak

Maane:

Kusur bulmak.

Devramber:

Ayçiçeği, günebakan

Marzıman:

İri yarı adam, adamın dibi

Dıkılmak:

İçeriye girmek “çocuklar içeri dıkılın”

Mertlemek:

Hoplamak, zıplamak

Dırdıbık:

Sebepsiz yere kavga çıkarmak

Mısmıl:

Murdar olmak

Domuşmak:

Ayakta durmak, somurtmak, yüzü asık olmak

Mısmıl oturmak:

Yaramazlık yapmadan oturmak

Dölek durmak:

Yaramazlık yapmamak

Mızıklanmak:

İşi ağırdan alan mızmız

Duşku:

Akılsız, düşüncesiz, sersem

Mirav:

Bahçe sulayan kimse

Efdiği daralmak:

İçi sıkılmak

Nahal geldin:

Ne zaman geldin

Ehnezimiş:

Uzun süre kullanmaktan erimiş

Neşeel:

Nasıl

Enek:

Sermaye

Nörüün:

Hal hatır sorma ünlemi, ne yapıyorsun manasında

Epitmek:

Yellenmek

Nöörüpbatın:

Nasılsın neler yapıyorsun

Eşgane:

Kiler

Zamanın behrinde:

Vakti zamanında, geçmiş zamanda

Fıcıtmak:

Fırlatmak “daşı bir fıcıttım kafası yarıldı”

Ödü sıtmak:

Çok korkmak

Fiskin:

Ağaç sürgünü

Ötürek:

İshal, amel

Fotuk:

Yeşil renkli burun akıntısı

Papara:

Soğanlı, domatesli yemek

Gamga:

Kabuk

Pelezimek:

Heyecanlı bir şekilde koşmak

Gabala:

Rastgele, toptan, miktarı belli olmayan

Pırasıt:

Bağ ve bahçelerde sebze meyve için sınırları belirlenmiş bölümler

Gabış:

Hayvan (tüysüz hayvan), kel

Peşkir:

Havlu

Ganara:

Doymayı bilmez adam

Pindir:

Peynir

Garsamba:

Gereksiz nesneler, öteberi

Pörüşmek:

Solmak

Gıcılamak:

Öfkeli ve telaşlı yürümek

Pürçüklü:

Havuç

Gıyadalı:

Azıcık açık, kapı pencere için

Samarık;

Kandırılmaya elverişli, tembel

Gicişmek:

Kaşınmak

Saptan gelmiş golük gibi serilmiş:

Yorgun düşmek

Gocaoğmak:

Peynirli, soğanlı ekmek parçası yemeği

Savat:

Çene bölgesi

Gopmak:

Koşmak

Savuşturmak:

Uğurlamak

Göde:

Şişman

Sındı:

Makas

Götün götün gitmek:

Geriye gitmek, geri geri gitmek

Sıracalı:

Hastalıklı

Gunnamak:

Doğurmak

Sızgıt:

Kuyruk yağı ile kızartılıp küpe basılan kışlık kuşbaşı et

Günülemek:

Kıskanmak

Siftinmek:

İşi yapmamak için oyalanmamak

Sohranmak:

Söylenmek

Sinmek:

Saklanmak

Soğukkuyu:

Lastik ayakkabı

Sorutmak:

Sessiz keyifsiz bir halde durmak

Soyha:

Ölen insandan kalan giysiler

Sünepe:

Halsiz cılız

Şaplak:

Tokat

Teleme:

Az pişmiş yumurta

Tızıkmak:

Hızlı koşmak

Uğra:

Ekmek açılırken onun yapışmaması sağlayan kepek

Uyku semesi:

Uyku mahmurluğu hali, uyku sersemliği

Ümüğü ötmek:

Yokluktan ve açlıktan perişan olmak

Velesbit:

Bisiklet

Yanaz:

İnatçı

Yanır:

Kirli

Yekinmek

Bütün gücüyle kaldırmaya çalışmak

Yazağır:

Yani

Zıbarmak:

Mecburen uyumak

Zığarmak:

Yüksek sesle karşı gelmek

Zıymak

Ayağı kayıp düşmek, kaymak

Zibil:

Çöp (mecazi anlamı gereğinden çok

Geberyat:

Yatmadan önce yenilen yemek